30 Temmuz 2025 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından yayımlanan özelge, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde (Teknokent) faaliyet gösteren şirketler açısından kur farklarının vergisel durumu hakkında önemli açıklamalar getirdi. Özellikle, Ar-Ge ve yazılım faaliyetlerinden elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmesi uygulaması kapsamında, dövizli işlemlerden kaynaklanan kur farklarının nasıl değerlendirileceği netleştirildi.
Kur Farklarının İstisna Kapsamındaki Durumu
4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun geçici 2. maddesi uyarınca, yalnızca teknokentte yürütülen yazılım, tasarım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde edilen kazançlar kurumlar vergisinden muaftır. Bu kapsamda:
Ar-Ge faaliyetleri sonucu doğan alacaklardan kaynaklanan kur farkı gelirleri, bu faaliyetlerin bir uzantısı olarak değerlendirildiğinden istisna kapsamına girmektedir.
Ancak banka hesaplarındaki döviz mevcutlarından doğan kur farkı gelirleri istisna kapsamında değildir. Yani, döviz mevduatlarının değerlemesi sonucu oluşan gelirler, normal kurum kazancına dahil edilecektir.
Kur Farkı Zararlarının Durumu
Özelgede ayrıca, istisna kapsamındaki faaliyetlerden zarar doğması halinde, bu zararın istisna dışı faaliyet kazançlarından indirilemeyeceği vurgulandı. Dolayısıyla, şirketlerin muhasebe kayıtlarını istisna kapsamındaki ve kapsam dışı faaliyetler için ayrı ayrı tutması büyük önem taşıyor.
Sonuç ve Değerlendirme
Yeni özelge ile birlikte teknokent firmalarının dövizli işlemlerinde dikkat etmesi gereken hususlar açıkça ortaya kondu:
Ar-Ge faaliyetlerine doğrudan bağlı alacaklara ilişkin kur farkı gelirleri istisna kapsamında kalırken,
Döviz mevduatları ve diğer olağan dışı gelirlerden doğan kur farkları istisna dışı kalacaktır.
Bu durum, özellikle döviz pozisyonu yüksek olan teknokent firmaları için vergi planlamasında dikkate alınması gereken önemli bir unsurdur.